Madde Bağımlılığı

Madde bağımlılığıyla ilgili çalışmalarımı üç anabaşlık etrafında yürüttüm. Madde kullanımını önleme çalışlamalarında aile, sosyal çevre ve arkadaş grubu temel risk ve koruma faktörleridir. Bu risk ve koruma faktörlerinin yere ve zamana göre nasıl değiştiğini araştırmalar yaptım ve halen sürdürmekteyim.

Daha önce Türkiye’de ülkenin en büyük gençlik araştırmasını yaptım. Bu araştırma sonuçlarına dayalı onlarca yayınım oldu. Bu araştırmalar ve teorik yaklaşımın özeti ile ilgili daha detaylı bilgiyi aşağıda bulabilirsiniz.

Ölçek

İstanbul genelindeki yaklaşık her dört liseden birinde 2010 yılında anket yöntemiyle araştırma yaptım. Bu çalışma ile 32 bin öğrencinin madde kullanımı, şiddet, suç, sosyal hayata dair tutum ve davranışlarını ölçtüm.   Youth In Europe (YIE) Survey ve ESPAD  ölçeklerininin  Türkçe’ye uyarlanmış halini kullandım.  Ölçek yıllara göre ihtiyaca göre değişiklik gösterdi. Her geçen yıl risk ve koruma faktörleriyle ilgili yeni sorular eklenmektedir.  Genel olarak gençlerin demografik bilgileri, psikolojik durumları, sosyal hayatları, sosyal çevreleri, maddelerle ve kullananlarla ilgili tutum ve davranışları ölçülmüştür. Ankette çok farklı alanlar için kullanılabilecek değişkenlerle ilgili ölçümler mevcuttur. Bu konuda ortak çalışma yapmak isteyenler çekinmeden irtibat kurabilirler.

Uygulanan ölçekler

2009- 2010 dönemi.

2010 – 2011 dönemi

2011-2012 Dönemi

Aile Perspektifi

Toplumu madde bağımlılığından korumak için önleyici çalışmalara çocuklar küçük yaşlardayken başlanılmalıdır. Bağımlılığın ne olduğu, bu maddelerin insan sağlığına, bireysel ve sosyal hayata ne kadar zarar vereceği ilk önce anne baba tarafından anlatılmalı ve aile hayatında uygulanmalıdır. Günümüzde ailelerin karşılaştığı ekonomik güçlükler, göçler ve eğitim sorunları gibi nedenlerle aileler çocuklarıyla yeterince ilgilenmemekte veya yetersiz eğitim vermektedirler. Okul ve öğretmen sayısındaki yetersizlik, madde bağımlılığında yetişmiş uzman açığı ve müfredatlardaki eksiklik gibi sebeplerden dolayı madde bağımlılığına karşı okullarda yeterli önleyici çalışmalar yapılamamaktadır.  Çocuklar aile içersinde bu maddelerle karşılaşmasalar bile yaşadıkları sosyal ortam içersinde bu maddelerle tanışmakta ve kullanabilmektedir.  Yapılan birçok bilimsel çalışmalarda gençlerin bu maddelerle ilgili ilk bilgileri ve kullanım teklifi arkadaşlarından aldıkları görülmüştür. Bu nedenle ailelerin bilinçlendirilmesi ve aktif anne baba rollerinin ve aile içi ilişkilerin güçlendirilmesi aile eksenli çalışmaların temelini oluşturmaktadır.

Ailelere yönelik uygulanan anket

Akran Perspektifi

Ailenin çocukların gelişim döneminde çok önemli rolleri olmasına rağmen etkileri gençlerin ergenlik döneminde azalmaktadır. Bu süreçte gençler üzerinde ailesi değil arkadaşları daha etkili olmaktadır. Gençler bu süreçte ailesinden uzaklaşmakta ve arkadaşlarıyla daha da yakınlaşmaktadır. Okulda ve sonrasında zamanlarının büyük kısmını arkadaşlarıyla geçirmektedir. Bu süreç içersinde gençler arasında güçlü arkadaşlık bağları oluşmaktadır. Oluşan arkadaş grupları gençlerin davranışlarını şekillendirmede ve sosyal kuralları benimsemede bireyler üzerinde çok etkilidirler. Yapılan bilimsel çalışmalarda çocukların bağımlılık yapan maddeleri yaşadıkları sosyal ortamda tanıdıkları ve ilk kez kendi akranları ile birlikte denedikleri görülmektedir. Bu maddelerin kullanım yöntemleri ve etkileri hakkında ilk bilgiler, kullanım teklifi ve maddenin kendisi arkadaşlarından verilmektedir.

Maddelerle ilgili ilk bilgiyi arkadaşlarından alıyor olmaları maddeleri yanlış tanımalarına sebebiyet veriyor. Özellikle madde kullanan veya merakı olan arkadaşları maddeleri özendirebilmekte ve hatta grup baskısıyla kullanmaya sevk edebilmektedir. Bağımlılık yapan maddelere karşı farklı bilgilendirme çalışmaları yapılmaktadır ama bu eğitimleri genellikle yetişkinler vermektedir. Gençlik döneminde otoriteye (yetişkinlere) karşı var olan karşı koyma psikolojileri verilen mesajın etkisini azaltmaktadır. Önleyici çalışmalarda bilginin kendisi kadar veriliş tarzı veya mesajı ileten kişinin kimliği mesajın gücünü etkilemektedir. Bu nedenle madde kullanımını önleyici çalışmalar bu bakış açısına göre şekillenirse daha başarılı sonuçlara ulaşılacağı belenilmektedir.

Sosyal Aktiviteler Perspektifi

Özellikle ders saatleri dışında gençlerin vakitlerini iyi değerlendirebilecekleri sosyal ve kurumsal imkânlar ülkemizde çok sınırlıdır. Sağlıklı şekilde sosyalleşemeyen bireylerde davranış sapmaları görülmektedir. Oysaki toplumun gençleri koruması, yönlendirmesi ve sosyal ahlakı benimsemeleri için imkânlar tanıması ve örnek olması gerekmektedir. Kurumsal ve sosyal etkinliklerle gençlerin yetişkinlerle tanışması, toplumsal değerleri öğrenmesi, toplum tarafından kabul gören hayat tarzını onlardan görmesi ve benimsemesi sağlanabilmektedir. Ancak ülkemizde okul eğitimi haricinde gençlere bu fırsatları verecek kurum ve organizasyon sayısı çok sınırlıdır.

Toplum hayatımızda öğrencilerin boş zamanlarında kendilerini geliştirmek ve zararlı alışkanlıklar edinmelerini engellemek için bazı aktiviteler yapılmalıdır, örneğin öğrencinin okul çıkışından sonra spor alışkanlıkları ile enerjisini kişisel gelişimine ayırması sağlanabilir. Böylece öğrenci okul ile ev arasındaki kalan zamanda zararlı gruplara katılmayacak boş zamanlarını faydalı bir şekilde geçirebilir. Bu aktivitelerle madde bağımlılığı arasındaki ilişkinin önleme çalışmalarında etkin olarak kullanılabilecektir.


Güncelleme Ekim 2019

Yorumları Göster (0)

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.