Şu an okuduğunuz yazı:
İşe bisiklet ile gidip gelmenin püf noktaları nelerdir?

İşe bisiklet ile gidip gelmenin püf noktaları nelerdir?

commute

Yaklaşık 2 yıldır yaz kış demeden işe bisikletle gidip geliyorum. Haftanın 5 günü, günlük 30 km yol kat ederek ulaşımı bisikletle yapmaya çalışıyorum. Bu şekilde yıllık 4500 km civarında bisiklet sürüyorum. Bu hobi amaçlı bisiklet sürmekten daha farklı bir deneyimdir. Düzenli bisiklet kullanabilmek için bisikletin, ekipmanların ve giyimin bu işe uygun olması gerekiyor. Bu yazıda kısaca şehir içinde ulaşım amacıyla bisiklet kullanma tecrübelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bisiklet seçimi

Hem MTB hem şehir hem de yol bisikletim var ve hepsiyle de işe gidip gelmeyi, şehir içinde kullanmayı denedim. Ülkemizde MTB, bisiklete yeni başlayanların ilk tercihi ve şehirde MTB kullanmanın da kendine göre avantajları var. Özellikle şehirde kaldırımların, çukurların ve parke yolların bulunduğu alanlarda MTB diğer bisiklet türlerine göre çok avantajlı. Hem bisiklet bu yol şartlarına dayanıklı hem de kullanım esnasında sürücüsünü çok yormuyor.

Özellikle kar yağdığında sizi hedefinize ulaştırabilecek en güvenli seçim olabiliyor. Ancak ev ile iş arasındaki mesafe 4-5 km üzerine çıkmaya başlayınca ve biraz da düz yollardan gidiyorsanız diğer bisikletlerin yanınızda geçip gitmesi canınızı sıkabilir. Aynı güç ve performans ile diğer bisiklet türlerinde her türlü daha hızlı yol alıbılırsınız. Mesafeniz kısaysa MTB iyi bir tercih olabilir.

Şehir içinde yol bisiklet kullanmak tam bir çile, mazgalın birine takılıp kalma tehlikeniz de var, kaldırımlardan inip çıkarken bisiklete zarar verme ihtimaliniz de. Normalde konforsuz olan yol bisiklet şehir içinde tam bir kabus yaşatıyor. Ben şehir içinde ne zaman yol bisikleti kullansam, olduğumdan daha fazla yoruluyorum. Eğer yol bisikleti performansı ile ise gidip geleyim diyorsanız cyclo-cross deneyin, tam bu amaca uygun diyebilirim.

Şehir bisikletleri ise adı üstünde tam bu amaca uygun üretilmişler. Ön amortisör olan ve almayan modelleri de tecrübe ettim ancak ağırlığına rağmen amortisörlü modellerin günlük hayatta daha fazla konfor sunduğu kanaatindeyim. Belki standart lastiklerini biraz kalınlaştırarak konforunuzu şehir bisikletlerinde arttırabilirsiniz. Ayrıca şehir bisikletine bagaj taktiğinızda, kadrosu daha uzun olduğundan ayaklarınızın heybelerinize çarpmasını da önlemiş oluyorsunuz.

Ulaşım aracı olarak bisiklet

Lastik seçimi


Daha hızlı yol kat etmek için şehir bisikletinde 32mm lastik kullandığım da oldu, daha fazla konfor elde etmek için 40mm kullandığım da ancak bende oluşan genel kanaat kesinlikle lastıkların kalın olması gerektiğidir. Lastikleriniz çok ince olduğunda hızınızı belki saatte 1-2 km arttırabilirsiniz ancak bisikletinizin ömrünü uzatmak ve darbelerden kendinizi sürekli kasmamak istiyorsanız daha kalın bir lastik kullanınız. Havanın karardığı zamanlarda, yağışlı dönemlerde veya trafiğin yoğun olduğu anlarda yolu tam takip edemiyorsunuz ve istemediğiniz çukurlara girip çıkabiliyorsunuz.

Bisikletimdeki lastiklerin ömrü tükenince daha kalın olanıyla değiştirdim ve daha rahat ettim. İnce lastik kullanırken jant telimin kırıldığı bile olmuştu, hatta bazen yağışlı günlerde bisikletin daha kolay kayabildiğini görmüştüm ama şimdi bunlardan biraz daha uzağım.

Ayrıca şehir içerisinde muhakkak zırhlı lastik kullanın, bazen kimsenin olmadığı yerlerde, acil işinizin olduğu dönemlerde lastiğiniz sizi yolda bırakabilir ve bunlar birkaç defa ard ardına gelirse bisiklet sürme keyfiniz tamamen kaçabilir. İmkan dahilinde alabildiğiniz en iyi lastiği almaya çalışın. Ben 5mm zırhlı lastik kullanıyorum ve lastik tamir kiti bile taşımıyorum. Kışın karlı ve buzlu olduğu dönemlerde civili lastik kullanıyoruz ancak bu şehir bisikleti kullananlar için gerekli. Kış şartlarında MTB lastiklerinin yeterli olduğunu görüyorum, tabiki daha güvenli sürüş için bunların da civili lastik modelleri de var.


Çanta mı heybe mi?


İkisini de uzun süre tecrübe ettim ve son kararımı sırt çantasından yana kullanıyorum. Heybe sırtınızın çabuk terlemesini belki önlüyor ancak bisiklete bir hantallık katıyor ve yavaşlatıyor. Hareket kabiliyetinizi ve dengenizi etkiliyor. Çok sakin bisiklet kullanan biri için heybe ideal olabilir ancak ben bisikleti performans odaklı kullanırım diyen biri için yanlış tercih olurlar.

Ben Ortlieb çanta kullanmıştım, yağmura karşı koruması var, kullanımı kolay, gerektiğinde daha fazla taşıma kapasitesi sunuyor ancak bilgisayar taşırken çok tedirgin oluyordum. Heybelerin içinde darbelere karşı koruyucu bir tampon yok, ilave çanta taşımanız gerekiyor. Ayrıca darbeleri heybeler daha fazla içerindekilere yansıtıyor, bilgisayar, ipad veya şarj aletlerini aynı yere koyamazsınız, birbirlerine zarar verme ihtimalleri çok yüksek.

Bu nedenlerle şu almayan bir sırt çantası kullanmaya başladım. Bilgisayarımı ve diğer digital materyallerimi daha güvende taşıyorum. File tarzında bir heybe ördüm, onu sırt çantamda taşıyorum, hem çok az yer kaplıyor hem de markete uğradığımda daha fazla yük taşıyabiliyorum. Mesafem tek yön 15 km olduğu için her türlü terliyorum, kısa mesafe gitsem belki heybeler terlemeden gitmeme imkan tanır ve tercih edebilirdim ancak terledikten sonra heybelerin performansımı düşürmesini istemiyorum.

Bisiklet ve Giyim

Ülkemizde bisiklet giyim malzemeler belki pek yaygın değil ve pek de bilinmez ama düzenli bisiklet binecek biri için doğru giyim şarttır çünkü kısa sürede hastalanıp sağlımızdan olabiliriz. Öncelikle bisiklette kalın giyinmemek lazım. Ben bisiklete bindiğim kıyafet ile otobüs veya metro kullanarak ise gidip gelsem kesinlikle hastalanırım çünkü çok hareket etmeyen birini göre çok ince giyinmiş oluyorum. Beni görünlerin ilk söyledi aman hasta olma, ince giyiniyorsun demesidir. Kışın eksilerde bile bisiklete biniyorum ve ilk bindiğinde tabiki biraz üşüyorum ancak çok kısa bir süre sonra vücut isim artıyor ve beni üşümekten kurtarıyor. Zamanla öyle dengeli giyinmeyi öğreniyorsunuz ki kışın hafif bir ter ile üşüdüğünüzü hissetmeden işi gidip gelmeyi öğrenebiliyorsunuz.

Eğer kalın giyinirseniz kan ter içinde kalırsınız ve bir trafik ışığında beklerken bile soğuk alma ihtimaliniz olur. Ayrıca kalın giyinince hareket kabiliyetiniz çok azalır ve bisiklet sürmek olduğundan daha yorucu hale gelebilir. Bunun yanında yaz-kış nefes alabilen kıyafetler tercih etmek gerekiyor, içeride oluşan yüksek ısıyı dengeli şekilde dışarı atmanıza yarıyor bu tür kıyafetler. Bahar ve kış aylarında ise rüzgar geçirmeyen kıyafetler tercih edilmeli (yine nefes alabilen türler) aksi takdirde sert rüzgarlar terli olmanıza rağmen sizi hasta edebilir.


İş yerine ulaştığınızda en kısa sürede üzerinizi değiştirmeniz gerekir. Bu hem sizin sağlığınız için hem de terinizle çevrenizdekileri rahatsız etmemek için gerekli. Ben duruma göre 5-10 dakikaya yakın insanların arasında karışmadan ılık bir ortamda oyalanıyorum çünkü durduktan bir süre daha terlemeye devam ediyorum. Terimin tamamen kesildiğini hissedince kıyafetlerimi değiştiriyorum.

Sonuç

Keyfimiz ve havalar iyi olduğunda bisiklete binmek tabiki bir tercih, özellikle arkadaşlarımız, eşimiz ve çocuklarımızla muhakkak yapılmalı. Ancak düzenli bisiklete binmenin de kendine göre avantajları var. Öncelikle işe vardığınızda kendinizi daha dinç hissediyorsunuz ve gün boyu dinç kalıyorsunuz. Akşamları daha kolay uyuyabiliyorsunuz. Hafta içi kat ettiğim mesafeyi haftasonu yapmaya çalışsam uzun bir vakit gerekiyor, ben o zamanı aileme veya başka aktivitelere vermeyi tercih ediyorum.

Bisiklete binmenin çevreci yönlerini burada izah etmeye bile gerek yok. Ancak yaşadığınız şehre ve iklime göre herkesin tecrübesi farklıdır. İşe hergün bisikletle gidip gelinir mi diyenlere fikir vermesi için kısaca tecrübelerimi sizlerle paylaştım. Umarım faydalı olmuştur.

En başa dön